
Simyacı'yı Okumadıysanız Çokşey kaçırmışınızdır
yıllar önce okuyup da çok etkilendiğim, kardeşime okutmak için elime aldığım ama sayfalarını karıştırırken kendimi yeniden dünyasında bulduğum roman "simyacı". yine beni kendi alemine alıp bir çırpıda sonuna kadar getirdi. soruyorum bu aralar çevreme, özellikle ilk okuduğum yaşlarda olan çocuklara; hayır, ne yazık ki okuyan bir kişi bile yok. 'simyacı' rotası olmayan insanlara yaşam amacı verir arkadaşlar. simyacı üzerine yüzlerce kitap okuduktan sonra tekrar okuduğunda bile aynı güzellikle dokunur insanın içine. santiago'nun ispanya'dan mısır piramitlerine kadar uzanan hikayesi benim iç dünyamda yaşadığım serüven gibiydi. coelho, bu kitabı okuyan herkesi 'santiago' yapmayı başardığından olsa gerek; farklı kişiliklerden her okuyucu kendisini bulur onda. son olarak simyacı'dan bir paragraf paylaşmak istiyorum herkesle, "Her gün birlikte olmak gereksinimi duymaksızın, insan her zaman yeni dostlar edinir. Papaz okulunda olduğu gibi, insan her zaman aynı insanları görürse, bunları yaşamının bir parçası saymaya başlar. İyi, ama bu kişiler de bu nedenle, yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar. Bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır. Ne var ki, hiç kimse kendisinin kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez."
Kitap için
- 8 yıl önce